2020 Mayıs Ayında Okuduğum Kitaplar 📚


Evde sabırsızlıkla okunmayı bekleyen kitaplarıma rağmen hem kısmi işe dönüşüm hem de ummadığım bir kitabın elimde fazla sürünmesi sebebiyle son zamanlardaki okuma hızımı kaybettiğim bir aydı Mayıs ayı benim için. Kendime aylık hedefler koymuyorum ama sırada okunacak çook kitap olunca hemen yenilerine geçmek istiyorum :) Bu ay sayıca az ama yine de bu yazıyı okuyanlara gözüm kapalı önerebileceğim kitaplarla dolu dolu bir yazı hazırladım, gelin Mayıs ayı kitap listesine birlikte göz atalım!

Kitap Hırsızı

2. Dünya Savaşı ile ilgili her yapım beni çok etkiler. Sadece ırkı yüzünden milyonlarca masum insanın işkence görerek katledilmesi içimi paramparça eder, böyle hastalıklı zihne sahip bir insanın peşinden gidenleri (geçmişte ve şimdi) anlayamam. Kelimelerin gücüyle başa geçen bir diktatörü ve tarihin en utanç verici dönemini yine kelimelerin gücünü kullanarak anlatan bir kitap Kitap Hırsızı. Hem de olabilecek en tarafsız birinin - ölüm meleğinin gözünden.

"Kardeşi kollarında ölmüştü. Annesi onu terk etmişti. Ama her şey bir Yahudi olmaktan daha iyiydi."

Yahudilerin talihsizliklerinden ziyade Nazi partilerine üye olmayı reddeden, çocuklarını Gençlik Kampları'na göndermek istemeyen Alman aileleri, bodrumunda Yahudi saklayan kocaman kalpli insanları, aç olduğu halde çaldığı ekmeği toplama kamplarına götürülen Yahudilere atan limon saçlı çocukları 10 yaşındaki Liesel'in - bir kitap hırsızının perspektifinden okuyoruz. Evlatlık verildiği ailede babası ona kelimeleri öğretirken, evlerinin bodrumunda yaşamak zorunda kalan genç bir Yahudi kelimelerin gücünü öğretiyor. Evlatlık verildiği sokakta limon saçlı bir çocuk en yakın arkadaşı oluyor ve ölüm meleğini bile hüzünlendiriyor.

"O çocuk her seferinde bana bir şey yaptı. Her seferinde. Bu onun tek zararı. Kalbime basıyor. İçimden ağlamak geliyor."

İlk sayfalarda bu farklı anlatım tarzı tuhaf gelse de kısa zamanda alıştım ve alışılmadık şekilde kitapta sık sık karakterlerin sonları hakkında spoiler verilmesi beni hiç rahatsız etmedi, aksine gidişat için daha fazla merak uyandırdı (sonunu bildiğim hikayeleri daha merakla okur ve izlerim).

Bir kitap hırsızı. Bir akordeoncu. Bir gardırop. Bir Yahudi boksör. Kelimeler. Ah bir de limon saçlı bir çocuk. Okurken gözyaşlarımı tutamadığım, kelimeleri en güzel kullanan, sindire sindire okunması gereken, bende iz bırakan kitaplardan biriydi. 

"O görüntüler gerçek dünyaydı ve şimdi bu göz alıcı başlıklarıyla güzel kitaplar arasında otururken içi kaynıyordu. Ağızlarına kadar paragraflar ve kelimelerle dolu sayfalara bakarken hepsi içini yakıyordu. Sizi alçaklar, diye düşündü. Sizi güzel alçaklar. Beni mutlu etmeyin. Lütfen, beni umutlandırıp bütün bunlardan iyi bir şeyler çıkabileceğini düşündürmeyin. Çürüklerime bakın. Şu sıyrıklara bakın. İçimdeki sıyrıkları görüyor musunuz? Gözlerinizin  önünde büyüdüklerini, içimi aşındırdıklarını görüyor musunuz? Artık hiçbir şey için umut istemiyorum. Max'in hayatta ve güvende olması için dua etmek istemiyorum. Ya da Alex Steiner'in. Çünkü dünya onları hak etmiyor."

"Kelimelerden hem nefret ettim hem de onları sevdim ve umarım onları doğru yazmışımdır."
markus zusak


Ben, Kirke

Bu kitabı geçtiğimiz dönemde birçok kişide gördük, hatta Goodreads okurlarına göre 2018'in en iyi fantastik romanı seçilmiş.

Kitapta, Yunan mitolojisindeki Kirke isimli cadının hikayesini, Apollon, Athena, Zeus gibi daha aşina olduğumuz tanrı ve tanrıçaları da konuk ederek kendi ağzından okuyoruz. Yunan mitolojisine eskiden beri ilgim olduğundan ve okuduğum bir sürü güzel yorumdan sonra Ben, Kirke'yi büyük bir ilgiyle aldım fakat hakkında okuduğum yorumlar kadar güzel şeyler söyleyemeyeceğim.

Kitapta geçen çoğu karaktere aşina olsam da Kirke'yle ilgili önceden bir bilgim yoktu. Kitabın arka kapağı ve okuduğum yorumlardan sonra çok güçlü, yaptığı büyülerle dünyayı yerinden oynatacak, muhteşem bir cadı bekliyordum fakat ortada son sayfalara kadar bence çok zayıf bir karakter vardı. Kitap, yarısından sonra daha hızlı ilerlese de elimde çok sürünerek bitti. Yine de kitabın dili mitolojiden esinlenen bir romana yakışacak cinsten, bunu da belirtmeden geçmeyeyim.

Kitabın arkasına ve abartılı yorumlara aldanmadan beklentisiz okursanız beğenmeniz daha olası. Ben, Kirke'de umduğumu bulamadım ama yazarın diğer kitabı Akhilleus'un Şarkısını da okumak istiyorum.

madeline miller

Mayıs ayında okuduğunuz kitaplardan siz en çok hangisini sevdiniz? Bu sefer de sizden öneriler bekliyorum :)

5 yorum:

  1. Kitap Hırsızı'nın filmini izlemiştim geçen yıllarda. O da çok güzeldi. Ben Kirke kitaplığımda okunmayı bekliyor en kısa sürede okuyacağım inşallah :) Mutlu günler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmini izlemeyi ben de istiyorum fakat böyle kitap müthiş olunca filmi hayal kırıklığı olur diye de çekiniyorum biraz :) Kitabı mutlaka öneririm :)

      Sil
    2. Filmi de çok güzeldi gerçekten. İzleyeli çok olmasına rağmen hala aklımda yani :) Bence çekinme :)

      Sil
  2. Ben Kirke'yi çok merak ediyorum.

    YanıtlaSil

Instagram